Kitap hakkında ilk izlenimlerim: Bu kitabı biraz da öğretmenimiz istediği için aldım. Ancak hem yazan kişiden hem de başka sayfalarda okumuş olduğum yorumlardan dolayı çok seveceğime inanıyorum
Yazılanların gerçek olaylar olması ve bunların bir gün bizim başımıza da gelebilecek olaylar olması gerçeği ise kitabın sürükleyiciliğini artırıyor.
Edit Sürükleyicilik kavramını kullanmak belki yanlış olabilir. Nihayetinde bu bir otobiyografi ama o zamanlar okurken böyle düşünmüştüm🤔🙃
30.12.2021
Bir şey okurken biliriz ki bunu bir insan yazmış. İnsanın yazdığı her şeyde de bir miktar gerçeklik vardır. Kimi zaman bu gerçekliği fark bile edemeyiz. Kimi zamanlar ise sonuna kadar yaşarız. Daha sadece 2 bölüm okudum ama bu iki bölüm bile "gerçek" olması dolayısıyla insanı derinden etkiliyor.
07.01.2021
Farkındayım çok az okuyorum. Bugün gün içinde hızlanmaya çalışacağım. Bitmeyen...
Evet, okumaya başladım ve bayağı ilerledim.
Bugün en azından kitabın yarısına kadar geleceğim. Kitabın kısa özetini de sayfanın en altında ilerleyen günlerde paylaşacağım. Şimdilik hoşçakalın.
Dostlar bir ekleme daha yapacağım: Biliyorsunuz kişisel gelişim kitaplarında -en azından benim okuduklarımda- bir küçük hikaye anlatılır.Bu hikayeden bir ders çıkartılır. Bu ders dediğimiz şey aslında bizleri ateşleyen bir güçtür. Bu kitapta da böyle. Gözlerini kaybeden bir insan ama umudunu her türlü zorluğu rağmen tamamen kaybetmemiş, koruyabilmiş. Kendi mum'unun ateşini yakabilmiş bir insan. Ne demiştik? Evrenin tüm karanlığı tek mum ışığını bile köreltemez.
Umarım ki bizler de kendi mum'umuzu yakmayı başarabiliriz.
Son olarak dostlar bu kitabı boş bir zamanınızda okuyun demiyorum. Bu kitabı ve her kitabı okumak için zaman ayırın,diyorum. Çünkü bu kitap hem sizi geliştirecek hem de empati yetinizi güçlendirecektir.
08.01.2022
Bugün kitaptan okumaya devam ettim ve halen bitiremedim kitabı. Ama okudukça düşünüyorum ki keşke onun bizim okulumuzda öğretmen olduğu zamanlarda yaşayabilseydim. Ondan, onun gibi bir insandan, bilgi birikiminden, düşüncelerinden etkilenebilseydim. Kendi hayatımla ilgili bir sorunda ona danışabilseydim. Böyle diyorum çünkü kendini "engellere" rağmen geliştirmiş, çabalamış, bir şey olmayınca peşini bırakmamış defalarca tekrar denemiş, hayatını mesleğine adamış ve en başta belirlediği Türkiye'de görme engellilerin eğitimi için okul açma hedefini, önüne Amerika'da hayatına devam etme gibi bir fırsat çıkmasına rağmen gerçekleştirmiş bir insan. Ben de kendime alanımla ilgili bir hedef koyacağım. Önümdeki günleri bu hedefi planlamakla geçireceğim ve sürekli bir şeyler yapmaya çalışacağım. Sonuç alamasam da...
Son zamanlarda "Umarım" kelimesini çok fazla kullandığımı fark ediyorum. Belki son yazdıklarımda da vardır. Ama son'3' kez kullanacağım. Çünkü artık ummaktan, beklemekten yoruldum. Umarım burada yazdıklarımı sadece başkalarının böyle görmesi, bilmesi için yazmıyorumdur. Umarım bunlar benim gerçek düşüncelerimdir. Ve yine umarım ki sadece burada yazılı olmaktan başka işlere de yararlar.
09.01.2022
Bugün kitabı bitirdim. Kitap hakkında düşüncelerim gayet olumlu. Bu kitabı okuyan her insan kendisine bir pay çıkartabilir. Bu kitabı okuduktan sonra zamanınızı boş yere harcamamış olduğunuzu kesinlikle fark edebilirsiniz.
Sadece son bölümlerde kitabı artık daha hızlı bitirmek istediğim için okurken çok zorlandım.
Kitabın bir nevi özetini de çıkardım. Aralarında yanlış anladığım, hatalı yazdıklarım olabilir. Şimdiden özür diliyorum. Yazdığım özette yazarın kitapta anlattığı belli başlı şeyler var. Ancak önceki yazdıklarımda da söylediğim gibi yazarın düşünceleri, öğütleri, nasıl bir insan olduğu gibi ayrıntılara ulaşmak isterseniz kitabı mutlaka okumalısınız. Bence bizim için asıl önemli olanlar da o ayrıntılardır.
Kitap Özeti
Mitat adında bir genç İstanbul'da Hukuk Fakültesinde okumaktadır. Bir gün sınavlarına arkadaşlarıyla birlikte hazırlanırken gözünde ağrı fark eder. Ancak bunu ilk zamanlarda önemsemez. Daha sonra yakınlardaki bir göz doktoruna gider. Göz doktoru önemli bir şey değil, bir iki güne geçer der. Daha sonra gözleri tamamen rahatsızlandığında ailesi tarafından başka doktorlara götürülür. Yurt dışına tedavi almak için gider. Burada bazı ameliyatlar geçirir. Bir ameliyat sonucunda birazcık görebilse de olumlu sonuç alınamaz. Gözün hassas bir organ olması dolayısıyla ameliyatlar arasında bekleme süresi çok uzun olabilmektedir. Bu nedenle ailesine - memleketine- döner. Burada geçirdiği süre boyunca çevresini kendi başına gezmeyi, kendi işlerini görebilmeyi öğrenmiştir. Bir süre sonra yaptıklarının halen özgürlüğünü kısıtladığını düşünmektedir. Bunun için keman dersleri alır. Bir ilerleme kaydedemez. Almanca dilini öğrenmek istemektedir. Ancak bu dili öğrenebilecek kimse olmadığı için bir hocadan İngilizce dersleri almaya başlar.
Öğretmen ilk başlarda biraz ön yargılıdır. Zamanla meslektaşlarına da danışarak Braille alfabesini öğrenmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine Mitat Enç istemeyerek de olsa öğrenir. İstemez çünkü gözlerinin iyileşeceğine olan inancı tamdır. Yaz aylarının sonuna doğru Viyana'dan -Frau Strauss tarafından- mektup gelir. Mektupta tekrardan ameliyat olabileceği yazmaktadır. Bunun üzerine Viyana'ya gider. Tabi ailesinin de maddi durumu kötü olduğu için tek başına yola çıkmak zorundadır. Ameliyat günü geldiğinde ameliyat başlar. Ancak kısa zaman içinde artan göz tansiyonu nedeniyle ertelenir. Bir sonraki ameliyat için tekrar beklenilmesi gerektiğini söylerler. Bu süreyi Viyana'da Bayan Strauss'un evinde geçirir. Strauss, onun eğitim alması gerektiği görüşündedir. Mitat Enç, öncelikle oradaki bir körler okulunda bakanlıktan aldıkları özel izinle eğitim görür. Almancası gelişir. Bayan Strauss'un başka bir görme engelliyle konuşmasından sonra Mitat Enç'in hukuk fakültesine ya da başka bir fakülteye gidebileceği söylenir. Bunun üzerine Enç, pedagoji dersleri alır ve bunların sınavlarına girerek belge alır. Maddi durumu dolayısıyla ülkesine dönmek istemektedir. Bayan Strauss'un yardımlarıyla bir süre daha orada kalır. Bakanlıktan burs talebinde bulunurlar. Bu talep reddedilir. Tam ülkeye dönecekken iki kişi evlerine gelerek Türkiye'den geldiklerini görme engellilerin eğitimi için iki kişiye burs vereceklerini bununla birlikte ülkeye dönüp Bakanla konuşması gerektiğini söylerler. Mitat Enç, Bakanla ve İzmir'deki bir Özel Eğitim okulunun müdürüyle konuşur. Verilen cevapta, bir süre İzmir'deki okulda çalışması gerektiği yazmaktadır. Ancak Eylül'den önce Amerika'da olması gerekmektedir. Mektup yazarak durumu bildirir. Mektuplara cevaplar bir ay gibi bir sürede geldiği için bu süre zarfında İzmir'deki okula gider. Burada durum oldukça kötüdür. Plan, program denen bir şey yoktur. 7 - 27 yaş arası çocuklar aynı sınıfta eğitim görmektedir. Bu durumu eleştirir ve ayrı sınıflar oluşturarak öğrencilere ders vermeye başlar. Bir süre sonra Bakanlıktan yazı gelir. Amerika'ya gönderilecektir. Memleketine giderek İngilizcesini geliştirir.
İngilizce öğretmeni Isely ve ailesiyle Amerika'ya yolculuğa çıkarlar. Amerika'da Lighthouse vakfına ait bir pansiyonda kalmaya başlar. Bu süreç Amerikalıları tanıma sürecidir. Eski Dünya ile yeni Dünya ülkeleri arasındaki farkları anlar. Bu süreçte Amerika'daki hatıralarını anlatır. Amerika'nın farklarının neler olduğu, neden üretilen çoğu şeyin ilk olarak burada üretildiğini sorgular. Amerika'da lisans ve lisansüstü eğitimini tamamladıktan sonra ülkeye dönüş yapar. Dönemin başkanıyla ve ileri gelenleriyle konuşur. Önüne birçok bürokrasik engel çıkartılır. Ancak her şeyin sonunda Gazi Eğitim Enstitüsüne geçici olarak konferansçı olarak atanır. Yeni çıkan bir yasa ile burada asıl mesleğine başlar. Kitabın bu bölümünde dönemin ve günümüzün eğitim sorunlarından bahseder. Kendi eğitim anlayışını açıklar (Tam olarak sırasını hatırlamıyorum). Gazi Eğitim Fakültesinde Özel Eğitim bölümünün kurulmasında rol oynar. Beden Eğitimi akademisi tarafından kullanılmayan binanın körler okuluna dönüştürülmesi için büyük çaba sarf eder. Kurucu müdürü olarak atanır. Daha sonra dönemin milli eğitim müdürünün olumsuz tavırları nedeniyle istifa eder. Bu okul sürekli Beden Eğitimi Akademisinin önünü kapattığı gerekçesiyle kapatılmak istenmektedir. Ve bir süre sonra özel eğitim bölümünün de kapatılacağı haberi gelir. Bu haber yalanlansa da ileriki zamanlarda bakanlıktan, önümüzdeki yıl öğrenci alınmaması, halihazırdaki öğrencilerin de pedagoji bölümüne geçirilmesi hakkında yazı gelir.
Olup bitenlerden biraz da olsun uzaklaşmak isteyen Enç, Ford Vakfı bursu ile Amerika'ya doktora yapmaya gider. Döndüğünde Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Eğitim Fakültesi kurulması için çalışmalara başlar. Ancak 2 yıl sonra çeşitli nedenlerden dolayı kapatılır. MEB Talim ve Terbiye kurulunda görev alır. O dönemlerde ilkokul, ortaokul gibi kurumların sorunlarını çözmek için çalışmalar yapılmaktadır. Ancak her değişen parti ile değişen bakanların, bu kuruldaki kararları uygulamaktan çok bu kurula baskı yapması gibi nedenlerden dolayı bu görevini sonlandırmıştır. Ankara Üniversitesinde Eğitim Fakültesi kurma girişimi olmuştur. Öğretim üyesinden başka öğretmeni bulunmayan bölümlerin kendilerine en yakın bölüme bağlanması gerektiğini bildiren bir yazı geldiği için akademik kariyere başlamaya karar verir. Üstün yetenekli çocukların gelişimi, uyumu ve eğitimi konusunda bir tez yazar.
Ve bu kitabı yazarken sadece şunu şöyle yaptım demiyor. Aynı zamanda bizlere de öğütler veriyor. Kitabın sonunda Son Durakta Son söz ile emeklilik sonrası Yalova'daki hayatından ve ölüm sonrası yaşama ilişkin düşüncelerinden bahsediyor.
Kısa Bir Anekdot
Yazar 1991 yılında Yalova'da yaşamını yitirir. Vefat ettiğinde hakkında bir yazı yazılır. Yazının başlığı şudur: '' Mitat Enç artık görmüyor.''
Evet dostlar, bizler görüyor muyuz şu anda? Ya da görüyor olma yanılgısı içinde miyiz? Bunları düşünmemiz lazım. Ve eğer görmediğimize kanaat getirmişsek kalplerimizin, beyinlerimizin gözünü açmak için yola çıkmamız lazım.
Yorumlar
Yorum Gönder